Alfred Sisley Kimdir? Hayatı ve Eserleri

1839 Paris doğumlu Alfred Sisley, hayatı boyunca resimle uğraşmış ancak değeri pek çok sanatçınınki gibi öldükten yıllar sonra anlaşılmıştır. İzlenimcilik (empresyonizm) akımının öncülerinden olan ressamın hayatı ve eserleri hakkındaki bilgilere bu yazıdan ulaşabilirsiniz.

Anne ve babası İngiliz olan Alfred Sisley, 30 Ekim 1839’da dünyaya gelmiştir. Tüccar olan babası, Alfred dünyaya gelmeden Paris’e yerleşmiş, iş hayatına burada devam etmeye karar vermiştir. Yani bugün dünyanın en ünlü sanatçılarından biri olan Alfred Sisley, İngiliz kökenli Fransız ressam olarak anılmasını, babasının Paris’e yerleşmesine borçludur.

Fakat bilinenin aksine o Fransız değil İngilizdir. İsviçreli sanatçı Charles Gleyre’nin; Claude Monet, Pierre-Auguste Renoir, James Abbott McNeill Whistler gibi daha sonra ünlü ressamlar haline gelen öğrencilerinden biri olarak da tanınmaktadır.

Manzara resimleri denildiğinde akla gelen ilk isimler arasında yer alan Alfred Sisley, İngiltere’ye yaptığı seyahatler dışında hep Fransa’da yaşamıştır. 60 yaşına geldiğinde ise gırtlak kanseri nedeniyle hayata veda etmiştir.

Alfred Sisley Kimdir?



Alfred Sisley hayatının büyük bölümünü Fransa’da geçirmiş İngiliz ressamdır. Empresyonizm akımının öncülerinden olup, neredeyse bütün kariyeri boyunca manzara resimleri yapmıştır. Değeri o zamanlar anlaşılamamış, birçok ünlü ressam gibi ne kadar büyük bir sanatçı olduğunun farkına ancak ölümünden yıllar sonra varılmıştır. 1839 – 1899 yılları arasında yaşamış ve son yıllarını yoksulluk içinde geçirerek 60 yaşındayken hayata veda etmiştir.

Alfred Sisley’in Hayatı



Alfred Sisley, 30 Ekim 1839’da Paris’te İngiliz anne (Felicia Sell) ve babadan (William Sisley) dünyaya geldi. İpek tüccarı olan babası, oğlunun da kendisi gibi ticaretle uğraşmasını istese de Alfred resme olan tutkusu nedeniyle babasının bu isteğini yerine getirmedi. Hatta 18 yaşına geldiğinde ticaret eğitimi alması için Londra’ya gönderildi ama yine de bu alana ilgi duyamadı.

Babasının arzusunun dışına çıkan genç, ticaret tahsilinin ardından Paris’e geri döndü. 1862’te yani 23 yaşına geldiğinde Güzel Sanatlar Okulu’na (Ecole des Beaux-Arts) yazıldı ve ünlü sanatçı Charles Gleyre’nin atölyesinde çalışmaya başladı. Buradayken tıpkı kendisi gibi ileride ünlü birer ressam olacak Claude Monet ve Pierre-Auguste Renoir’la arkadaşlık kurdu.

En büyük tutkusunu, yani açık havada çalışma alışkanlığını her iki arkadaşına da aşılamayı başardı. Ardından üçlünün oluşturduğu bu gruba Jean Frederic Bazille de katıldı. Ve bu ressamlar izlenimcilik akımının doğuşuna büyük katkılar sağladı. 1863’te Gleyre’nin atölyesi kapandıktan kısa süre sonra Sisley; Claude Monet, Pierre-Auguste Renoir ve Camille Pissarro ile birlikte Fontainebleau Ormanı yakınlarındaki Marlotte’un atölyesine devam etti.

Arkadaşlarıyla sık sık Normandiya’ya ve ormanlık alanlara giden Sisley, buralarda açık hava çalışmaları yapmayı hep çok sevdi. 1866 yılına gelindiğinde tıpkı kendisi gibi İngiliz kökenli Eugenie Lesouezec evlenen genç ressam, yıllar içinde 2 çocuk sahibioldu. Öte yandan; içinde bulduğu dönem gereği şöhrete kavuşabilmesi için düzenlenen resim sergilerine katılması gereken Sisley, ilk denemesinde başarılı olamadı.

1866’da sergilere katıldı ama eserleri jüri tarafından geri çevrildiği için yerinde saymaya devam etti. Fakat 1868’de iki tane Paris manzarası tablosunu sergilemeyi başararak az da olsa adını duyurdu. 1870’de Fransa – Prusya Savaşı başlayınca, işleri bozulan babası iflas edince, beş parasız kaldı. Yani Sisley artık yalnızca resimlerinden kazanacağı parayla geçinmek zorundaydı. Hayatının ilk yıllarını babasından aldığı maddi destekle geçiren ressam, geri kalan ömrünü yoksulluk içinde geçirecekti.

Nitekim akranları olan pek çok izlenimci ressam gibi onun değeri de öldükten yıllar sonra anlaşılacaktı. Kariyerinin büyük bölümünde ona maddi destek veren kişilere bağımlı yaşayan Alfred Sisley, 1874’teki İngiltere seyahatini de bu şekilde gerçekleştirdi ve orada ilk bağımsız sergisini açtı.

Daha sonraki yıllarda sergi açsa da ticari açıdan çok başarılı olamadı. 1880’de ailesiyle birlikte Fontainebleau Ormanı’nın yakınlarında küçük bir köye yerleşen Sisley, burada en ünlü manzara tablolarını yaptı.

Yaşamı boyunca 900’ün üzerinde empresyonist tarzda esere imza atan Sisley, diğerlerinin aksine nadiren figür çalışmaları yaptı. Ve nihayetinde hayatının büyük bölümünü geçirdiği ama hiçbir zaman vatandaşı olmadığı Fransa’da ömrünü tamamladı. Alfred Sisley’nin ölüm tarihi ve yeri, kayıtlara 29 Ocak 1899 Moret-sur-Loing olarak geçti.

Alfred Sisley’in Eserleri



19. yüzyılda ortaya çıkan izlenimcilik akımının öncülerinden Alfred Sisley, neredeyse hayatı boyunca manzara resmi yaptı. Gayet başarılı eserlere imza atmasına rağmen içinde bulunduğu dönemden dolayı değeri anlaşılamadı. Çünkü Sisley’in zamanında baskın olan akım, resimle birlikte ortaya çıkan ve daha sonra diğer sanat dallarına sıçrayan izlenimcilik değil realizmdi.

Sanatçılar, endüstriyelleşmenin etkisiyle gerçekçi çalışmalara yoğunlaşmışlardı. Bu nedenle de Sisley’in eserleri ölümünden yıllar sonra değer görmeye başladı. Yeri gelmişken, Sisley’in genellikle Monet ve diğer empresyonist ressamların gölgesinde kaldığını ama izlenimcilik akımına katkılarının çok büyük olduğunu da belirtelim.

Alfred Sisley’in en ünlü eserleri denildiğinde akla gelen ilk tablosu ise 1875 tarihli Sandpiles’dir. Bugün Chicago’daki bir güzel sanatlar müzesinde (Art Institute of Chicago) bulunan tabloyu Sisley, 1875’le 1878 tarihleri arasında yaşadığı Marly-le-Roi’de yaramıştır.

1888’de yaptığı Lane of Poplars at Moret isimli tablosu, sanatçının bir diğer ünlü eseridir. İlaveten; Bridge at Villeneuve-la-Garenne (1872), Flood at Port-Marly (1876), Footbridge at Argenteuil (1872), Lane near a Small Town (1864), Molesey Weir – Morning (1874), Under the Bridge at Hampton Court (1874), Watering Place at Marly (1875) gibi sayısız tablosu bulunmaktadır. Yazının kaynak kısmından Alfred Sisley’in eserleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.




Kaynak

Bilgiler için teşekkürler. Not aldım.